Ara Güler'den Cumhuriyet'e sert sözler!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarını çekti diye eleştiri yağmuruna tutulan Duayen fotomuhabir Ara Güler verdiği röportajda kendisini eleştiren ve daha sonra özür dileyen Cumhuriyet Gazetesi'ne yüklendi.
-Ara Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarını çektiniz diye sizi eleştirenler oldu. Ne diyorsunuz tepkilere?
Erdoğan’ın resmini çekmeye gittim diye kızıyorlar. Çekeceğim tabii. Camiyi de çekeceğim, katedrali de çekeceğim, lideri de çekeceğim. Ben 4 kere harbe gittim. Gözümü korkutamazsın. Anladın mı? Bu işlerden mi korkacağım? Hiçbirini tanımam, etmem. Bunlar tam sopalık, iki tane indireceksin orada kalacaklar! (Gülüyor.) Bunlar provoke edilmişler. Ne halt ederlerse etsinler. Bana ne!
-Sizce neden kızıyorlar?
Ne bileyim ulan! Bir sebebi yok. Ne istiyorlar? Cumhurbaşkanı değil mi? Çekmeyecek miyiz? Tabii Cumhurbaşkanı’nı çekeceğim, onu çekmeyip sizin gibi serserileri mi çekeceğim! Biz gazeteciyiz, her şeyi çekeriz. Onlara mı soracağım! Onlar ne kadar gazetecidir ki? Gazetecilik oynuyorlar. Gazete basıyorlar, adı oluyor gazeteci. Gazeteci ona denmez ki. Gazeteci haber peşinde, dünyanın herhangi bir yerinde, Çin’de, Japonya’da, Hindistan’da bir şeyler yapan adamdır. Bunların gittiği en fazla Erzurum...
‘ERDOĞAN’IN EVİ ÇOK GÜZEL’
-Erdoğan’ın fotoğraflarını daha önce de çekmiş miydiniz?
Tabii çekmiştim. Belediye başkanıyken, hapse girerken... Anladın mı? Peki, şimdi ne değişti? Bir Cumhurbaşkanı’nın davetine “Yok” denir mi? E ben de demedim... Gittik. Bizi bir güzel karşıladılar. Çaylar, kahveler filan...
-Ne kadar sürdü çekimler?
3 saate yakın... Öğlen 1’de gittik, 3.30 gibi çıktık. Sohbet ettik. Bunlar insani münasebetler.
-Erdoğan’ı çekmek zor oldu mu?
Hiçbiri zor değil be sen de boş versene... Zor ne biliyor musun? Harp zamanında fotoğraf çekmek. Ben 4 kere harbe gittim...
-Evi fotoğraf çekmek için uygun muydu?
Uygundu. Kısıklı’daki evi de çok güzel. Müthiş güzel bir kütüphane yapmış.
-Bir karede Erdoğan kütüphanenin önünde kitaplara bakıyor. Torunları da yerde oturmuş. O kareye de “Kurgu” dediler.
Yok, orada kitap bakıyorduk. Çocuklar da aşağıda oynuyordu. Ben de tık tık tık çektim, bitti.
-Evde sizi şaşırtan bir şey gördünüz mü?
Ne şaşırtacak beni! (Gülüyor.)
Kaynak: Habertürk