Son Dakika Haberleri

BU DEPREM OLACAK! ARTIK 'NE YAPABİLİRİZ?'İ KONUŞMALIYIZ

İstanbul’da yaşanan her sarsıntıdan sonra gündeme gelen Büyük İstanbul Depremi korkusu dün yaşanan depremin ardından bir kez daha gündemdeki yerini aldı. Dün, AFAD verilerine göre, yerin 6.99 kilometre derinliğinde gerçekleşen depremin merkez üssü, İstanbul'un 25 kilometre güneybatısında 4,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Sarsıntı, İstanbul başta olmak üzere Marmara Denizi'ne kıyısı olan kentlerde de hissedildi. Avcılar, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Bakırköy ve Zeytinburnu İstanbul'da sarsıntının en fazla hissedildiği ilçeler oldu.

İstanbul’da yaşanan 4,2 büyüklüğündeki deprem akıllara ‘Büyük İstanbul’ depremini getirdi. Artık kaçınılmaz olan bu depreme İstanbul ne kadar hazır?

Artık olması bilimsel olarak kesinleşen bu deprem için ‘Ne yapabiliriz?’in konuşulması gerektiğini söyleyen İTÜ Meteoroloji Müh. Bölümü ve Afet Yönetimi Merkezi Öğretim Üyesi Mikdat Kadıoğlu AjansHaber’e yaptığı değerlendirmede, İstanbul’un kalabalık nüfusunun büyük risk oluşturduğunu belirterek “Biz tüm toplumu birey, aile, kurum, sokak, mahalle, ilçe ve il olarak hazırlamamız gerekiyor. Bu hazırlık için çok fazla adım da atılıyor ama yeterli olmuyor. İstanbul’un devasa nüfusu tüm bu çabaları yetersiz bırakıyor” dedi.

İşte Kadıoğlu’nun AjansHaber’e yaptığı o değerlendirme:

 

 

“BU DEPREM OLACAK! ARTIK ‘NE YAPABİLİRİZ?’ KONUŞULMALI”

1912’de Tekirdağ Şarköy’de 1999’da da İzmit’in batısında büyük depremler meydana geldi. Aradaki 177 km’lik fay hattı kırılmayı bekliyor. O yüzden İstanbul için büyük bir deprem beklenen ve bilinen bir durum. Biz bu beklenen depremi dünkü gibi depremler meydana gelince hatırlıyoruz ama bu asla aklımızdan çıkarılmaması gereken bir gerçek. 30 yıl içinde İstanbul’da büyük bir deprem bekleniyor bu bilimsel bir gerçek. Artık deprem olacak mı olmayacak mı diye tartışmanın da bir anlamı yok. Bu aşamadan sonra ‘ne yapabiliriz?’i konuşmamız gerekiyor.

“İSTANBUL’UN NÜFUSU ÇABALARI YETERSİZ BIRAKIYOR”

Biz tüm toplumu birey, aile, kurum, sokak, mahalle, ilçe ve il olarak hazırlamamız gerekiyor. Bu hazırlık için çok fazla adım da atılıyor ama yeterli olmuyor. İstanbul’un devasa nüfusu tüm bu çabaları yetersiz bırakıyor.

“SADECE KURUMLAR BU SORUNU ÇÖZMEZ”

Deprem için yapılan afet yönetimi çalışmalarının çok daha kapsamlı ve katılımlı yapılması gerekiyor. Sadece afet yönetimi ile ilgili kurumların afete hazır olmaları da yetmez. Tüm bireylerin de afete hazır olması gerekiyor.

“AFETE MÜDAHALE EDECEK İNSANLAR DA AFETZEDE OLACAK”

Afet meydana gelince ilk 72 saat dışarıdaki yardımların gelmesi beklenecek. Çünkü İstanbul’da afete müdahale edecek insanların afetzede olma ihtimalleri de çok büyük.

“EN İYİ BİLİMSEL SENARYOYA GÖRE 34 BİN BİNA…”

İstanbul’da en iyi bilimsel senaryoya göre 34 bin tane ağır hasarlı bina bekleniyor. Biz bu 30 bin binanın her birinin başına 20 kişiden oluşan arama kurtarma ekibi koyamayız. Afet yönetiminde ilk yapılması gereken şey riski yönetilebilir seviyeye indirgemek.

“OKULLARI YOLLARI VİYADÜKLERİ DEVLET GÜÇLENDİRİYOR AMA…”

Kamu binaları; okullar yollar viyadükler devlet eliyle güçlendiriliyor ama özel mülkiyetlerde vatandaşlarımızın kullandığı binalarda bu çalışma yetersiz. Kentsel dönüşüm çok yaygınlaşamadı. Kentsel dönüşümün en büyük engellerinden biri de belediyelerin kendileri oluyor. İzin almalarda çok büyük sıkıntılarla karşılanıyor.

“KENSEL DÖNÜŞÜM ŞARTLARI HERKESE HİTAP ETMİYOR”

Büyük bir depremde birçok mağdur ortaya çıkacak. Devlet bugün nasıl insanlara uzun vadede ucuz kredi ile konut sahibi olma imkanı veriyor bunu depremden önce yapması gerekiyor. Şuandaki kentsel dönüşüm şartları herkese hitap etmiyor. Bazı küçük bürokratik engeller söz konusu.

“ÖLÜMLERİN BÜYÜK KISMI İLK SAATLERDE MEYDANA GELİYOR”

İnsanlarımızın da deprem olduğu ilk anlarda kendi kendilerine yeterli olacak derecede bilinçlendirilmesi lazım. Ölümlerin büyük bir kısmı ilk saatlerde meydana geliyor. Bu ilk saatlerde de insanların kanamasını durduracak, ilk yardım yapacak, yangın söndürecek insanlar, hemen etrafta bulunamıyor. Bu nedenle vatandaşlarımızı bu kritik ilk saatlerde kendilerine yetebilecek hale getirmek gerekiyor. Bilmek değil yapabilmek gerekiyor. İnsanımızın yetenek eğitimi alması lazım. Maalesef Sağlık Bakanlığımız vatandaşlarımıza ilk yardım eğitimini hala parayla veriyor. Bu tür politikalarda büyük değişiklik gerekiyor. Halkın kendi kendine yeterliliğinin üzerinde durmamız gerekiyor.

“YAPILMASI GEREKENLER BELLİ AMA YAPAN YOK!”

Belediye kanununun 52. Maddesi belediyelerin afetlere hazırlanmasını emrediyor. Bu maddeye göre belediyelerin olası afetler için hazırlıklarını yapması gerekiyor. Zararların, risklerin azaltılması lazım. Halkın eğitilmesi lazım. Aynı zamanda da sığınma yerlerinin de altyapılarının geliştirilmesi lazım. Ne yazık ki tüm bunları yapan belediyelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Yapılması gerekenler belli ama maalesef yapan yok. Kanunlarla belirlenen durumlar bile yapılamıyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir. 

 

 

 

Kaynak: AjansHaber