Ünlü Türk yazar: "Ekber Babayevin Türkiye'ye gelmesine Ecevit de yardım edemedi"
Hayati asıl yazıcı : "Aram Haçaturyan bana yaklaşıp dedi ki, Türkiye'ye gitmek istiyorum"
1960'lı yılların başlarından itibaren SSCB'nin edebiyat ve kültür adamları ile yakın ilişkileri olmuş Türkiye'nin tanınmış yazarı söyledi
- Nazım Hikmeti en iyi tetkik etmiş ve aralarında baba-oğul münasebeti olmuş Türkolog Ekber Babayevi ne zaman tanıdınız?
- 1967'de SSCB Yazarlar Birliğinin davetlisi olarak Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday ve Nevzat Üstün Odessa'ya, oradan da Moskova'ya gittiler. Beni ise dış ülkelerle kültürel ilişkiler toplumun Kültür Evi davet etmişti. O zaman İstanbul'dan Moskova'ya uçak uçmurdu, relslerin arasındaki mesafe farklı olduğu için, doğrudan tren yoktu. Ben trenle Bulgaristan'ın başkenti Sofiyaya gidip 1 hafta orada kaldım. Vize işlerimi çözerken Bulgaristan'ın edebiyat ve sanat adamlarıyla görüşüp notlar aldım. Moskova'ya yola düşmezden önce SSCB'nin İstanbul'daki konsolosluğunda çalışan Azerbaycan türkü dostum Hüseynov (esildar Hüseynovu öngörüyor - APA.) Bana demişti ki, bizde kommunizim-zad yok, sosyalizm kurmaya çalışıyoruz, o alanda da çok büyük sorunlarımız var, Moskova'da olurken bunu dikkate al . Trenle Sofya'da Moskova'ya giderken yolda bir çok macera yaşadım. Kiev demiryolu vağzalında 2 kişiyi başka cumhuriyete uğurlarken trenden indim, pasportumu götürmemişdim. Meğer, tren Kiev istasyonunda toplam 12 dakika bekleyecekmiş. Döndüğünde trenin gittiğini gördüm. Çok çalışsak da treni yakalayıp yeniden bine bilmedim. Uçağa bilet aldım, ama pasaportum olmadığı için, uçağa nasıl mineceyimi düşünüyordum. Hava alanında çalışan çok güzel bir Ukraynalı kız benim Moskova'ya uçmama yardım etti.
- Nereye getseydiniz, size güzel kızlar yardım ediyordu ...
- İnan ki, öyle olurdu. Trende tanıştığım rumıniyalı kızla birbirimize aşık olduk, münasibetimiz 5-6 yıl devam etti. Aeroportdan trene telgraf vurdular ki, benim pasportumu ve eşyalarımı Moskova'da demiryolu vağzalının nöbetçi bölümüne versinler. Moskova havaalanında beni Ekber Babayev karşıladı, gidip pasportumu ve eşyalarımı aldık. Ertesi günden itibaren, bana tercüman gibi tahkim edilmiş kızla tanınmış edebiyat ve sanat adamlarının görüşlerine gittik. Ziyaretimin ikinci gününde Ekber Babayev dedi ki, Vera Tulyakovanı görmeye gitmek ister misin? Gitmek istemedim, çünkü Nazım'ın Vera incidiyini ve bu dünyadan kalbi kırık gittiğini duymuştum. Nâzım'ın Novodeviçye kabristanında ki mezarını ziyarete gittim. Onun mezar taşı yanındaki öteki ünlü yazarlardan daha yüksektir. Demek ki, Ruslar Nazimin yaratıcılığına çok yüksek değer verdiler.
- Ekber Babayev Nazım konuda size ne anlatıyordu?
- Nazım Ekberi kendi oğlu gibi sevmiş, ona herkesten daha çok itibar etmiştir. Nazım konusunda en iyi araştırmaları Ekber yazdı. Nâzım'ın Rusçaya çevrilen tüm şiirlerini Ekber düzenlemek ediyordu. O zaman Nazım Hikmet'in Sofya'da çıkmış 8 cildi de çapa Ekber hazırlamıştı. Daha sonra Türkiye'de o 8 ciltlik bazında Nazimin 8 cildliyi çıktı. O zaman Aziz Nesin Gürcistan'a gitti, ben onlardan ayrı dolaşıyordum. Sankt-Petersburg'a gittim. Orada Aram kaçaturyanın "Gayane" balesinin ilk tamaşası vardı. kaçaturyan bana yaklaşıp dedi ki, Türkiye'ye gitmek istiyorum. Buradaki Ermeni topluluğu onu karşılayıp konuk saklardı, ancak Türkiye vize vermedi.
- Söz Türkiye'ye gelmekten düşmüşken, bes Ekber Babayev neden asla Türkiye'ye gelemedi? Saygısını sakladığım bir edebiyatçı Moskova'da bana demişti ki, Ekber Babayev KGB ile işbirliği yapmadığına göre KGB onun Türkiye'ye gitmesine engel olmuştu.
- Yok, öyle değildi. Ekber Babayevin Türkiye'ye gelmesine henüz 30'lu Moskova'ya yerleşerek orada başka adla yaşayan Türkiye Komünist Partisi funksionerlerinden İsmail Bilen engel olmuştu. İsmail Bilen Nazım Hikmeti sevmiyordu, onun aleyhine faaliyet göstermişti. Ekber Babayev Nazım Hikmet baba-oğul ilişkisinde idi, İsmail Nazimi sevmediğine ve Ekberle dostluğunu kabul olamayınca, Ekber'in Türkiye'ye gelmesine engel oldu. 1968 yılında Moskova'da Resul Hemzetov bana, Türkiye'yi çok seviyorum, orayı görmek istiyorum, ama bana vize vermiyorlar. Hemzetovun hanımı Türkçe biliyordu. Ben Türkiye'ye döndükten sonra o zaman milletvekili olan Bülent Ecevit'in yanına gidip Resul Hemzetovu Türkiye'ye davet etmesini rica ettim. Ecevit beni sözümü duyarak Resul Hemzetovla eşini Türkiye'ye davet etti. Onlar gelip yaklaşık 1 ay kaldılar. Daha sonra SSCB'ye gidip döndüm. Ecevit'in yanına gittim ki, Ekber Babayevi Türkiye'ye davet etsin. Ecevit davetiye verdi, ancak Ekber Babayevin buraya gelmesi için Türkiye devleti vize vermedi. Meselenin KGB ile bağlantısı yoktur. Bu günlerde neyi hatırlamış, biliyor musun? Düz 40 yıl önce maestro Niyazi bana demişti ki, Stravinski'nin eserlerini Daha iyi İdil Biret ifa edebilir. 3 ay önce İdil'de bir konserinde onun ifasında Stravinski'yi dinledim. Aman Allah'ım, bu nasıl ifa idi? İdil Biret dünyada nadir istedadlardan biridir. Tasavvur et ki, Şopenin eserlerini baştan sona kadar CD ye yazdırmış tek virtüözü İdil Biret. Polonya ona verdiği en yüksek Chopin ödülünü kendisinin hiçbir sanatçısına vermedi. Maestro Niyazi onun bu yeteneğini 40 yıl önce nasıl yüzden bilip? Maestro Niyazi nasıl büyük sanatçı imiş ... (Gözleri doluyor - ME.) Emin ol ki, bugün ana-babama dua okuyup bitirince, 3 kez maestro Niyazi ve eşi Hacer ablaya da dua okudum. Sen geldin, onları hatırlayıp daha da kövreldim ... Kremlin Kurultaylar Sarayında SSCB'nin devlet protokolünün en üst seviyesindeki adamları umurunda da almayarak "Hayati, canım benim" - demesini unutuyor musunuz? ..
Not: Sohbetin sonunda Bakü'ye - Hayati esilyazıçının yakın dostu, ünlü besteci Arif Melikova çağrı yaptık. Konuşurken her ikisinin sesi titredi, birbirlerine uzun ömür dilediler.
Etiketler :
Super Admin
It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.
Bunlar da ilginizi çekebilir