Emektar Öğretmen: "Sınıfa Girdiğimde Hiçbir Şey Aklıma Gelmiyor"

Bu gün tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de çokminli öğretmen ordusu için aziz gündür - eğitimci adına tapanlar kendilerinin meslek bayramını kutluyorlar. Öğretmenlerin aziz gününde, ANS PRESS olarak, işte bu güzel meslek sahiplerinden biri, Akademik Zarife Aliyeva adına Lseyin "Edebiyat" ve "Azerbaycan dili" öğretmeni, 25 yıl bu mesleğin gereğince temsil, filoloji bilimleri doktoru Mehriban Veliyeva ile görüştük. Belirtelim ki, Mehriban Veliyeva bu yıl Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının emriyle "emektar öğretmen" ödülünü almıştır. Yılın en iyi öğretmeni ve diğer diplomlarla ödüllendirilmiştir. Size Mehriban hanımın müsahibesini sunuyoruz. - Bugün öğretmenler günü. Şagirdleriniz sizi ne ile sevindirebilir? - Şagirdlerim beni kendi başarıları ile sevindirebilir. Bu yıl şagirdlerimden çoğu yüksek okullara yüksek puanlarla girdi. Onların içerisinde 690, 687 puan toplayanlar olup. Bu benim için en büyük armağandır. Kısacası, talebelerimin başarısı benim en büyük hediyem. Eskiden şöyle deyim vardı ki, öğretmen için en güzel hediye buketleri ve açıgcada. -Maalesef, Şimdi bunun değeri azaldı. Demin fikir verdim, size de gül hediye onaylandı. - Şagirdleriniz arasında nankör çıkanlar oldu mu? - Bilirsiniz, en saf insanlar öğrenciler. Onlar toplumun en saf varlıklarıdır. Öğrenciler kendilerine olan münasebeti, muhabbeti daha sık duyar. Ben onlara karşı nasıl bir tutum göstermişemse, karşılığını da gördük. Doğru, öyle çocuklar var öğretmenlerini unutuyor, sık sık yabancı değildir. Düşünüyorum ki, onların da kalbinde az çok varım. - 25 yıl bir insan ömrüdür. Bu yıllarda nelerle hatırladı? - Unutamadığım olaylar var. Bir Halid adlı öğrencim Mayıs ayında telefon etti ki, öğretmene size gelmek istiyorum. Size hediyem var. Düşündüm ki, Mayıs ayında, bir bayram yoktur, ne hediye olabilir? O geldi ve bana "Kur'an" kitabı getirdi. Ilk maaşı ile bana hediye almıştı. Bunu unutamam. Bir yaramaz sürüm sinfimin sözleri de aklımdan çıkmaz. Onlar "Öğretmene biz çok yaramaz idik ve çok şeyler yapabilirdik, ama sizin sevginiz buna izin vermedi". = Kutsal meslek olan öğretmenlik günümüzde de kutsallığını koruyabilir bilibmi? Ben kendim öğretmen ailesinde doğdum. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ganımla, ruhumla hissediyorum. Çalışıyorum ki, bu ismin yüksekliğini goruyum. Eğer çocukların içerisinde bu adı gazanmışamsa, demek ki hayatta bir şeyler yapabilir bilmişem. - Günümüzde öğretmenlerin maaş azlığı ile ilgili sorunlar nasıl etkiler? - Öyle şeyler var ki madiyyatla ölçülmür. Sınıfa girdiğinde hiçbir şey yadıma düşmüyor. Bazen olur ki, ders geçmekten yoruluyorum, fakat ders olmayınca boş kalamıyorum. -Evveller Öğretmenle çocuklar arasında perde vardı. Peki şimdi nasıl? -Şimdi Demokratik bir toplumda yaşıyoruz. Öğretmen öğrenci ilişkisinde samimiyet hakimdir. Eğer öğretmen haksızlık ederse, öğrenci buna itiraz edebilir. Bu doğal olduğunu karşılanır. - Mevcut dönemde çocukların okuma düzeyi sizi tatmin ediyor mu? -Hazırda Aşırı bilgiler var. Bilgi bolluğu olan dönemde öyle çocuklar var ki, onlar için bilim ilginç. Ilginç yapmak için de çalışmak gerekir. Ama hemen olmaz ki, bizim bu alanda ciddi problemimiz var. Gelişmekte olan bir ülke olarak eğitimde nögsanlarımızla sıra başarılarımız da var. Sanırım gelecekte istediklerimizi elde olabileceğiz. - Sovyet dönemi ile mukayese edersek, hangi eğitim sistemini daha başarılı olarak kabul edilebilir? - Okul öyle bir sferada ki, daha fazla göz önünde olur. Herhangi küçük sorun daha sık dikkat çekiyor. Biz öyle dönemdeyiz ki, Sovyet döneminden yeni guruculuğa geçmişiz. Eğitimde de yeni reformlar yapıldı. O dönemle şimdiki dönemde eğitim sistemi telif edilemez. Sovyet döneminin talebi başkadır. Sovyet döneminde okul öğrencisi özününün askeri gibi yetiştiriyordu. Modern dönemde ise kendisinin düşünce ve yaklaşım tarzı olan öğrenciler yetiştiriyoruz. - öğrencilerimson sözünüz var mı? - Celaleddin Rumi'nin güzel fikri var: "Ben öldükten sonra benim mezarımı yeryüzünde arama. Onu agillerin gönlünde bul. Eğer bugün talebelerimin gönlünde az da olsa galmışamsa, demek ki mutluyum. Beni mutlu edense öğrencilerim. Öğrencilerime sadece bir şeyi vesiet yapabilirim. "Bilimin şahı olmak istiyorsan, emeğin, çalışmanın kölesi ol. Emeğin, çalışmanın kölesi olmaktan sakınmak gerekmez. Unutmayalım ki, Allah hepimizin zehmetinin meyvesini verecek.