9 yıl önce
Financial Times’ın Brüksel muhabiri Alex Barker imzalı yazıda, AB'nin Türkiye'ye yönelik tavrıyla ilgili olarak, "Medyaya yönelik kısıtlamalara ve ayrılıkçı Kürtlere şiddete yönelik kaygılar bir kenara itildi. Göç konusu her şeyin önüne geçti" yorumunda bulunuldu.
BBC Türkçe Servisi’nin çevirisine göre, Barker’ın yazısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen ay bir konuşmasında sarf ettiği Almanya Başbakanı Angela Merkel hakkındaki şu sözleri hatırlatarak başladı:
"Birileri mülteci kabulünde laf ediyor. '30 bin-40 bin (kişi) alacağız' diyor, Nobel’e aday gösteriliyor. 2,5 milyon mülteci var bizde, kimsenin umurunda değil."
Bazı üst düzey AB yetkililerinin, bu yıl yaklaşık 900 bin sığınmacının Avrupa ülkelerine ulaşmasından ardında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olmasından şüphelendiklerini aktaran Barker, "Doğru mu yanlış mı bilinmez ama umutsuz bir diplomat şaka ile karışık 'sadece Tanrının ve Erdoğan'ın' kendilerini rahatlatabileceği’ni söyledi” diye yazdı.
‘ERDOĞAN'A DİZ ÇÖKEREK GİTTİK, ŞİMDİ BİZİMLE OYUN OYNUYOR’
Financial Times'a konuşan AB'nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini ise 29 Kasım’da düzenlenecek Türkiye-AB Zirvesi sırasında imzalanması beklenen anlaşma ile ilgili olarak şu yorumu yaptı: “Anlaşma siyasi bir paniğin eseri. Erdoğan'a diz çökerek gittik. O da şimdi bizimle oyun oynuyor.”
Barker yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Avrupa Komisyonu Başkanı ve eski Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker'in de katıldığı bir görüşmede Lüksemburg’dan "Bir Türk şehri büyüklüğündeki bir ülke" diye bahsettiğini de hatırlattı.
Brüksel ve Berlin’in, 1 Kasım seçimlerinde AK Parti'nin başarılı olmasını umut ettiğini vurgulayan Barker şöyle yazdı:
"Avrupalı yetkililer iddialı bir göçmen anlaşması için adil bir bedel ödediklerini söylüyor. Önümüzdeki aylarda milyonlarca Suriyeli Türkiye'de istihdam ve eğitim alanlarında daha fazla hakka sahip olabilecek. Sınır kontrolleri sıkılaştırılabilecek. Bir yıl içinde 'geri kabul anlaşmasının' tamamen uygulanması ile yasadışı yollarla gelen binlerce göçmen Türkiye'ye geri gönderilebilecek. Tüm bunların yerine getirilmesi halinde Türkiye göçmenler açısından Avrupa'nın tampon bölgesi olacak."
‘PARİS SONRASI, TÜRKLERE SCHENGEN VERİLMESİ İMKANSIZ’
Burada bir ironi olduğunu ve Brüksel'in Ankara'ya karşı ‘gevşek’ davranmaya başlamasının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'AB'nin Türk karşıtı ön yargısını gizlemek için yasal sorunları öne sürdüğü' görüşünü güçlendirdiğini belirten Barker’ın yazısı şu satırlarla noktalanıyor:
"Tüm beklentilere karşın anlaşmanın önünde hala bazı tehlikeler var. AB bölünmüş durumda ve Türkiye'ye maddi yardım yapma konusunda hemfikir değil. Kıbrıs'ın Türkiye'yle üyelik müzakerelerine yönelik engellemeleri sürüyor. 75 milyon Türk’e Schengen bölgesine vizesiz erişim imkanı vermek de, Paris saldırıları sonrası artık imkansız olabilir."