8 yıl önce
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden itibaren Türkiye’de gerçekleştirilen izinsiz kazı ve araştırmalar sonucu pek çok eser, yurtdışına çıkarılarak Avrupa ve Amerika’daki müze ve koleksiyonlara dahil edilmişti. Dışişleri Bakanlığı verilerine göre yapılan çalışmalarla Türkiye’ye iadesi sağlanan toplam eser sayısı 11 yılda 4 bin 224’e ulaştı. Aralarında 3 bin 300 yıllık Boğazköy Sfenksi, Antik Yunan’dan kalan Herakles heykelinin üst yarısı, Bursa Sinanpaşa Camisi’nden çalınan ve üzerinde Kuran-ı Kerim’den ayetler bulunan çinilerin de olduğu eserlerden en meşhuru Karun Hazineleri’ydi. 1960’lı yıllarda Türkiye’den kaçırılan hazinenin geri alınması için 1987’de dava açıldı. Altı yıllık hukuki süreçten sonra Karun Hazinesi Türkiye’ye getirildi. O dönem Türkiye Devletinin avukatlığını üstlenen Amerikalı sanat hukukçusu Larry Kaye bu hafta Contemporary Istanbul’un 10. yıl etkinlikleri için İstanbul’daydı. Kaye, sorularımızı yanıtladı:
Altı yıl süren süreç sonunda Karun Hazinesi’nin Türkiye’ye getirilmesini sağladınız. Ama 2006’da en değerli parçalarından birinin sahtesiyle değiştirildiği, orijinalinin Almanya’da olduğu ortaya çıkmıştı. Bunu duyduğunuz ilk an ne düşünmüştünüz?
- Bu kadar uğraş sonunda böyle bir şey olduğu için üzüldüm. Pek çok kişi “Türkiye hazineyi geri aldı ama koruyamıyor bile” eleştirisinde bulundu. Ben buna katılmıyorum. Türkiye birkaç kişinin yanlışlarından sorumlu tutulmamalı.
Sizce değerli eserler bulundukları yerde mi kalmalı yoksa en iyi nerede korunuyorsa orada mı?
- Kültür varlıkları ait oldukları yerde kalmalılar. Türkiye’de de pek çok müze gezdim ve eserlere gayet iyi bakılıyor. Açık havadaki alanları koruması zor ama ben yine de eserlerin buralarda kalması gerektiğini düşünüyorum.
Mesela Suriye’deki kültür varlıkları nasıl korunabilir?
- Sorun eserlerde değil onu yok edenlerde. Dünyayı kötü insanlara karşı tümüyle güvenli hale getiremezsiniz ama savaşı onunla vermelisiniz. ABD’de yeni bir protokol yayınlandı; Amerikan müzelerin bulunduğu civarlarda risk altındaki eserler alıp saklanabiliyor. Bölgedeki sorun çözüldükten sonra da yapılabilirse eserler sahiplerine iade edilebiliyor.
Şu an dünyada ne kadar çalıntı eser var?
- Sanat kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah kaçakçılığından sonra dünyanın en büyük üçüncü yasadışı pazarı. Ama Türkiye gibi ülkelerin açtığı davalarla yasadışı satışlar azalıyor. Müzeler çalıntı eserleri satın almamak gerektiğini öğrendi. Korsanlık dönemi bitti.
FİLM GİBİ DAVALAR
New York merkezli Herrick Avukatlık Firması’nda çalışan Lawrence Kaye 45 yıldır sanat hukukuyla uğraşıyor. Kaye, film gibi davalarla karşılaştığını anlatıyor: “1969’da hâlâ hukuk fakültesindeyken Albert Durer’in kayıp iki portresinin geri alınması davasına bakmam istendi. Portreler savaş zamanı Amerikalılar tarafından çalınmıştı. Tablolar Brooklyn’de keşfedildi. Doğu Almanya geri almak için dava açtı. Ancak o dönem ABD, Doğu Almanya’yı tanımıyordu. Çok komplike bir davaydı ve tam 15 yıl sürdü.”
Kaynak: Hürriyet