9 yıl önce
Daha önce AB ve AGİT gibi uluslararası örgütlerle sivil toplum kuruluşları, Türkiye’de basın mensuplarının haklarının ihlal edildiği konusunu pek çok kez gündeme getirip Ankara’yı eleştirmişti.
Türkiye’de gazeteciliğin durumu, gerçekten AGİT’in ve AB’nin Türkiye’ye ilişkin ilerleme raporlarında aktarıldığı gibi mi? Türkiye’de çalışan Rus muhabirlere karşı uygulanan işlemler hakkında Türk gazeteciler ne düşünüyor?
Konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Erkam Tufan Aytav şunları söyledi.
Rusya ve Türkiye arasında yaşanan gerilimin ne Türkiye’ye ne de Rusya’ya yarayacağını düşünüyorum. Bu gerilimin bir an önce düşürülmesini arzu ediyorum. Bu süreçte Türkiye’nin ve Rusya’nın dost olması ve gelecekte de bu dostluk ilişkilerinin devam ettirilmesinin her iki ülkenin çıkarına olduğunu düşünüyorum. Şu anda yaşanan gerilimden hiç mutlu değilim ve bir gazeteci olarak bu sürecin bir an önce iki ülkenin liderleri tarafından durdurulmasını arzu ediyorum.
Rus gazetecilerin Türkiye’den sınır dışı edilmesini doğru bulmuyorum. Bu, ilişkileri daha da gerecektir. Türkiye’de bulunan Rus gazetecilerin sınır dışı edilmesini basın özgürlüğüne de aykırı buluyorum. Belli ki Rus gazetecilerin görmelerinin istenmediği bir şeyler var.
Türkiye’de bir süreden beri demokratik rejim adına ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Ve demokrasi çatısı gitgide düşüyor. Bunun en belirgin örneğini de medyaya yapılan baskılardan görüyoruz.
Bugün Türkiye’de medya maalesef özgür değil. Bu konuda iktidara yakın olan medyanın istediği gibi hakaret edebilme özgürlüğü olmakla birlikte objektif ve muhalif duran bir gazetecinin linç edildiğini, düşman ilan edildiğini ve yeri geliyor hapse atıldığını da yaşayarak görüyoruz.
Dolayısıyla şu anda Türkiye, medya özgürlüğü açısından iyi bir noktada değil ve Can Dündar ve Erdem Gül örneğinde de bunu yaşıyoruz ki, daha önceden de Hidayet Karaca, Mehmet Baransu örneklerinde bunu görmüş olduk.
Hükümete muhalif diye işsiz kalmış yüzlerce gazeteci var. Bu baskılar sonucu Türkiye’nin önde gelen medya kuruluşlarından Koza İpek Medya grubuna (BugünTV, KanalTürk, Bugün Gazetesi) hukusuzca el konulmuş, STV Grubu ise TürkSat uydusundan çıkarılmıştır.
Bizim diğer muhatabımız, Bugün TV’nin eski genel yayın yönetmeni Tarık Toros ise Türkiye’de gazeteciliğin durumuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de medya çok yaygın. Televizyon, radyo kanalları, gazeteler çok yaygın. Özellikle son 15-20 yıldır Türkiye’de özel sektörün etkin olduğu, baskın olduğu çoğulcu bir medya düzeni var. Elbette, 13 yıldır iktidarda olan siyasal parti son 4-5 yıldır medya düzenini de kendi lehine dönüştürdü. Bunu da kabul etmek zorundayız. Bugün itibariyle Türk medyasının yarıdan fazlası Hükümet’e destek veren iş adamlarının kontrolünde. Dolayısıyla Hükümetin, Ankara’nın kontrolünde.
Bunun dışında muhalif görüşlere, muhalefet partilerine, çok sesliliğe yer veren medya ise, televizyonlar, gazeteler radyolar gerek ekonomik gerekse siyasal baskılarla karşı karşıyadır. Ankara’nın özellikle son iki yıldır yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının açığa çıkmasıyla medya üzerine baskıları arttı.
Türkiye’de 1 Kasım seçimlerinden sonra halkın yaklaşık %49,5’inin oyunu alan iktidar partisinin önünde üç büyük sorun var: ekonomi, dış politika ve terör. Elbette iktidar tüm bu kriz konularında halkı kendi kanalıyla bilgilendirmeye çalışıyor. Haliyle serbest gazetecilik yapmaya çalışan medya organlarının işi çok güçleşti. Gazetelere, televizyonlara el konulması, internet üzerindeki kısıtlamalar Türkiye’de gazeteciliği hayli güçleştirdi. Fakat Türkiye açık toplum. 78 milyonluk bir dinamizmi var. Dolayısıyla bütün bunları tüm Türk toplumuyla beraber elele aşacağımızı düşünüyoruz. Asla ümitsiz değiliz.