Çocuk büyüyüp olgunlaştıkça bilinç gelişmeye başlar. Yaklaşık dört-beş yaşlarında, çevresinde görecek bir yetişkin bulunmasa bile içinden gelen dürtüyü bastırarak konulan yasaklara uyum göstermeye çaba harcar. Dört yaş sırasında çocuk, bu konuda kendisine karşı tam bir mücadele verir. Kimi zaman kendi kendini uyardığı, yasaklanan ancak yapmak istediği bir davranış karşısında sesli olarak, "' Hayır, olmaz!" diyerek güdülerine ket vurduğu çok görülen olaylardandır. Çocuğun bu çağında bazen çatışmasız geçmez. Çocuk, konulan tüm yasaklara karşın daha ileri yaşlara kadar güdülerinin doyumunu sürdürmek ister.
Bilinçli bir eğitim, sabırlı bir anlatımla. Çocuk daha uyumlu davranmaya başlayabilir. Çocuğun bilinci, bir zaman süreci içinde gelişir. Doğruyla yanlış arasındaki ayırımın öğrenilmesi her alanda birdenbire olmaz. Soyut kavramlar, ileriye dönük amaçlar ve ülküler onun için kıvranılması zor şeylerdir. Üstelik ilgisini de çekmemektedir.
Yetişkin, türlü olumsuz deneyimler sonucunda bunu kavrar. Bazen çocuğu uygun biçimde davranışa zorlamak için tek geçerli yolun cezalandırma, şiddete başvurma olacağını düşünür. Cezanın getirdiği üzüntü, yasaklanan davranışın verdiği hazdan fazla olunca, çocuk olumsuz davranışını sürdürmekten kısa sürede vaz geçecektir fikri ana babada bu inancı doğurur. Ancak şu unutulmamalıdır. Şiddete baş vurularak çocuğa baş eğdirmek, korku ve endişeyle yaptırım gücü sağlamak, çocuğun ileriki davranışlarını, kişiliğini, girişim gücünü ve ahlâk bilincini olumsuz yönde etkileyebilecektir. Çocuk çoğunlukla, yetişkinlerin ölçüsüne göre kötü olan bir davranışın niçin kötü olduğunu tümüyle kavramaktan uzak olduğu için, şiddetli cezalar yarar sağlamaktan uzak kalır.
Buna karşın, kötü davranışlarında çocuğun dikkatini çekmek, dargın ve ciddi bir yüz ifadesiyle yaptığının yanlış olduğunu belirtmek, iyi ve olumlu davranışlarında davranış biçimini övmek, onun amaçlanan aşamayı yapmasında daha iyi bir etki sağlayacaktır.
Bunun yanı sıra, çocuğun yasaklanan, doğru olmayan bir davranışı niçin sürdürmekte olduğu üzerinde düşünülmeli, eğer bu bir gereksinmenin karşılanması amacına yönelikse, ona bu alanda olanaklar tanınmalıdır. Sözgelimi, yatağın yayları veya koltukların minderleri üzerinde hoplayıp zıplamaktan kendini alamayan çocuğun bu davranışı; hareket ve oyun etkinliğine olan gereksinimindendir. Ona bu alanda doyum sağlayacak her hangi bir olanak tanındığında büyük bir olasılıkla sorun kendiliğinden çözümlenecektir. Bu durumda;
Peki Çocuklara Ceza Verirken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?
Her şeye rağmen ceza, zaman zaman kaçınılmaz olur. Ancak ceza verirken bazı noktalara dikkat edilmezse, bu önlem yararsız ’ ve hatta zararlı olabilmektedir. Bunun için: 'Kötü davranışa kaynak olan gereksinme uygun bir şekilde. doyurulduğunda, çoğunlukla hem ana babanın, hem de çocuğun isteği yerine gelir.
Ceza, suçla orantılı olmalıdır. Ceza, suçun içeriğini açıklayıcı olmalıdır. Ceza, işlenen suçu giderici olmalıdır.Ceza, işlenen suçun önemini çocuğa kendi benliğinde hissettirici olmalıdır.Ceza, öç alıcı, hırs giderici değil, eğitici olmalıdır.
Ancak bu kurallar yanlış anlaşılmamalı ve yanlış uygulanmamalıdır. Sözgelimi, annesi sofrayı hazırlarken ona genellikle yardımcı olan çocuğun, bu kez anneye karşı koyup işbirliğini reddetmesi karşısında çocuğa verilecek ceza, onu sofraya oturtmamak olmamalıdır. Bu ceza, çocuğun işlediği suça oranla pek ağır olmakla birlikte, suçun içeriğini de açıklamamakta ve işlenen suçun önemini, ona kendi benliğinde duyurmamaktadır.
Bunun yerine çocuğa, herkesin birbirine karşı belirli sorumluluklar taşıdığı, başkalarının da onun davrandığı biçimde davranması hâlinde, işlemekte olan düzenin bozulacağı anlatılmalıdır. Büyük bir olasılıkla, yapmaktan kaçındığı sorumluluğunun önemi ve gerekliliği belirtilince, işbirliğinde bulunması sağlanmış olacaktır. Suçun tekrarı hâlinde ana baba, çocuğa yardımlarını gereksindiği bir konuda yardımcı olmayarak yanlış davranışının sakıncasını ona kendi benliğinde duyurabilir. Bu ceza, suçla orantılı, suçun içeriğini açıklayıcı ve eğiticidir.
Bu yazıyı Alim Anne blog yazarı Sena hanım sizler için yazdı…. Yazarının kişisel bloguna ulaşmak için tıklayınız... Çocuk Eğitiminde Ceza ve Ödülün Yeri konulu yazımızın sizlere ışık tutması dileğiyle…