Erdoğan: Batı destek vermese de sonuna kadar devam edeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı 5. Sağlık Bakanları Toplantısı Kapanış Oturumu'na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
‘MÜSLÜMANLARA YÖNELİK IRKÇI TUTUMLARIN YÜKSELİŞİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Dünyada giderek derinleşen terörizm ve mülteci sorunlarının merkezinde Müslüman toplumlar ve İslam dünyası yer alıyor. Diğer ülkelerde terörizme ve mülteci krizinin yol açtığı sorunlara karşı artan tepkiler, topyekun İslam dünyasına, tüm Müslümanlara yönelmeye başladı. Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan insani dramlar devam ederken, şimdi bir de Müslümanlara yönelik nefret saldırılarının, ırkçı tutumların yükselişiyle karşı karşıyayız.
‘TERÖRİSTİN İNSAFINA TERK EDEMEYİZ'
Dünyadaki 1,7 milyar Müslümanın izzetini, bir avuç teröristin insafına terk edemeyiz, terk etmemeliyiz. Bu aziz dinin sahibi ve koruyucusu, elbette yüce Allah'tır ama biz Müslümanların da en azından kendi haysiyetimize, kendi istiklalimize, kendi istikbalimize daha sıkı şekilde sahip çıkma sorumluluğumuz vardır.
‘ŞİMDİ MÜCADELE ZAMANI'
Peygamberimiz, merhamet peygamberidir, barışın timsalidir. Merhamet dini olan, sevgi dini olan, vicdan dini, dayanışma dini, ilim dini olan İslam'ın, terörle, zulümle, ölümle, cehaletle birlikte anılmasının önüne geçmek hepimizin boynunun borcudur. Şimdi mücadele zamanıdır. Teröre, zulme, cehalete, adaletsizliğe, kine, öfkeye, israfa, aşırıcılığa, dinimizin yasakladığı her türlü kötülüğe, her türlü yanlışa karşı mücadele zamanıdır. Eğer bu mücadeleyi hemen vermeye başlamazsak yarın hepimiz için daha karanlık olacaktır.
‘KAT ETTİĞİMİZ MESAFE DEVRİMDİR'
Hem sistem hem altyapı hem insan kaynağı hem de hizmet kalitesi bakımından sağlık alanında kat ettiğimiz mesafe tam bir devrimdir. Öyle ki kendi vatandaşlarımız yanında her yıl yurtdışından gelen 400 bin kişiye de sağlık hizmeti verebilir hale geldik. İlaveten Suriye ve Irak'tan ülkemize gelen 2,5 milyon kardeşimizin sağlık hizmeti ihtiyaçlarını da yine aynı sistem içinde, hiçbir ciddi aksaklığa meydan vermeden karşılamayı başardık.
‘BİZ İSLAMİ BİR VAZİFE OLARAK BAKIYORUZ'
Biz bu meseleye insani, vicdanı, ahlaki ve İslami bir vazife olarak bakıyor, çalışmalarımızı o şekilde yürütüyoruz. Ben halkıma şöyle sesleniyorum. 'Gelenlerin hepsi muhacirdir, siz ise ensar olmaya devam edeceksiniz' diyorum. Çünkü bu varil bombalarından kaçan Suriyeli muhacirlere bir ensar gerekiyordu, işte bu görev de hamdolsun bize düştü. Biz de bunu yapıyoruz. Batı destek verse de vermese de başkaları destek verse de vermese de biz bunu sonuna kadar yürütmeye devam edeceğiz.
'SEFERBERLİK BAŞLATMALIYIZ'
Sosyal adaletsizlik küresel bir sorun ama biz Müslümanların en azından kendi içimizde bu sorunu asgari düzeye indirmemiz gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'de defalarca geçen 'infak' tavsiyesini, yardımlaşma emrini, hiç değilse kendi aramızda hayata geçirmeliyiz. Gerek ikili münasebetlerimizde gerek İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarımız aracılığıyla bu konuda bir seferberlik başlatmalıyız. Bunu başardığımızda, terörizm ve göç meselesinin çözümünde de önemli mesafe kat edeceğimize inanıyorum.
'TERÖRİZMİN EN ÖNEMLİ GEREKÇESİ FAKİRLİK'
Terörizmin en önemli gerekçelerinden bir tanesi fakirliktir, bunu böyle biliniz. Ve terörün arkasındaki güçler, dikkat edin, fakiri seçiyor, yoksulu seçiyor. Canlı bombayı onların içinden seçip alıyor. Ve onu, o şekilde araziye gönderiyor. Yoksulu seçiyor, yoksulu araziye gönderiyor. Terörizm ve göç sorunu bataklıkta üreyen sinekler gibidir. Öyleyse bu bataklığın kurutulması lazım. Bu bataklığın adı nedir biliyor musunuz? Sefalet bataklığıdır.