9 yıl önce
Cumhuriyet Gazetesi’nden İlhan Tanır’a konuşan Said, militanlarını Türkiye üzerinden Suriye’ye nasıl soktuklarını, Türk istihbaratının IŞİD’le ilişkilerini, IŞİD’in istihbarat kaynaklarını ve daha birçok konuyu anlattı.
Said, “IŞİD halen Türkiye’den eleman geçirebiliyor mu? Yoksa tamamen durdu mu’’ sorusunu şöyle cevapladı:
“Eskisi gibi olmadığını biliyorum. Uzun bir zaman Türklerin de dediği gibi IŞİD’e ‘açık sınır kapısı’ politikası uygulandı. Şu anda zaten Tel Abyad’ı Kürtler aldı. Sadece Kilis tarafından eleman sokma imkânları var. Hem El Nusra (El Kaide) hem de IŞİD, Kilis’ten Suriye’ye adam transfer etme çalışmalarına devam ediyorlar. Hatta Kilis’te iki cami vardır. Bunlardan biri El Kaide’ye gidenler için, diğeri de IŞİD’e gidecekler için kullanılır. Bu iki camide iki grubun temsilcileri bulunur. Bu camilerden halen Suriye’ye savaşçı geçilir. Sınırlarda IŞİD için çalışanları bulmak çok zor bir şey değildir. Sayıları da bir haylidir. Gerek sempatizanları gerekse bizzat çalışanları olsun. Kolay kolay bugünden yarına bu insanları eritebileceklerini sanmam.”
‘TÜRK İSTİHBARATI İLE YAKIN İŞBİRLİĞİ VAR’
Said, Kobane savaşı sırasında Türk istihbaratının IŞİD’le iyi bir işbirliği içinde olduğunu söyleyerek “Hiçbir sıkıntımız, sorunumuz olmadı Türk İstihbaratı ile” dedi ve şöyle devam etti:
“Kobane’ye giderken şehrimizde ağırladığımız militanların bazıları yaralanarak veya başka nedenlerle tekrar yanımıza geliyordu. Bunlardan biri bana telefonundan Kobane kuşatması sırasında çektikleri fotoğrafları gösterdi. McDonald’s hamburger yiyorlardı. O da fotoğrafın absürdlüğünü anlamıştı. Beraberce kahkaha atmaya başladık. ‘Bunu nereden buldunuz’ diye sorduğumda gülerek ‘Türk İstihbaratı’ dedi. Aslında sormama da gerek yoktu. Kobane’de McDonald’s zinciri yok, Suriye’nin geri kalanında da yok. Kimler bu yemekleri servis etmiş olabilir? Tabii ki tek adres Türk istihbaratı. Türk istihbaratının McDonald’s dahil her türlü lojistik yardımı uzun süre yaptığını söyleyebilirim.”
‘IŞİD’İN İSTİHBARATI ÇOK GÜÇLÜ’
11 ay kadar El Bab’da IŞİD’in istihbarat amirliğini yapan Said, “IŞİD’in en kuvvetli kolu istihbarattır” dedi ve ekledi: “Bölgelerde esas güç ve kontrol onlarındır. Dokunulmaz zırhları var gibidir. Şehrin polisi ve diğer askerler onlara boyun eğer. Şehirde neler oluyor bilirler, IŞİD rejiminin gözü, kulağı ve en güçlü aktörleridir” diye konuştu.
‘IŞİD EMİRİ TÜRK İSTİHBARATÇI‘
Said, IŞİD’in Suriye-Türkiye sınırında bulunan El-Rai şehrindeki emirin Türk istihbaratından gelme olduğunu iddia etti. Bu kişinin Türk istihbaratından tamamen kopup kopmadığını bilmesinin imkânsız olduğunu ama IŞİD emiri olmasında bir mani görülmediğinin söyledi. Said IŞİD’in içinde birçok kişinin Türk istihbaratı ile yakın ilişkide olduğunu tahmin ettiğini de sözlerine ekledi.
‘IŞİD LİDERLERİ TÜRKİYE’YE TATİLE GİDERDİ’
IŞİD’li grup liderlerinin kuzeylerinde bir müttefik var gibi konuştuğunu anlatan Said, “Türk tarafı bizim kim olduğumuzu iyi bilirdi. Türk istihbaratı IŞİD üyelerine iyi davranırdı. Birçok IŞİD lideri ya da askeri, çatışmalardan uzaklaşarak tatile Türkiye’nin farklı şehirlerine giderlerdi. İstanbul ve Ankara en sık gidilen yerlerdi. Bu seyahatlerin önünde bir engel de yoktu. El Bab’da geçirdiğim 11 aylık dönemde IŞİD içinde hiçbir zaman Türkiye’ye yönelik bir düşmanlık görmedim. Rakka’ya gittim, Halep’te yaşadım. Bu bölgelerdeki gıda malzemelerinin hemen hepsi Türkiye’den” dedi.
Said’den Türkiye’den gelen yardımlara örnek olarak şunları da anlattı: “Binlerce IŞİD militanı yıllarca düzenli bir şekilde Türkiye’de bedavaya tedavi edildi. Bu zaten yapılabilecek en büyük yardımdı. IŞİD yaralı militanları ambulanslar içinde Türk hastanelerine götürürken sakal, saç tıraşı da yapardı. Böylece Türk doktorları veya halk, Suriyeli İslamcı radikallerin tedavi edildiğini anlamazdı.”
‘KOSNSOLOS VE MİLİTANLAR TAKAS EDİLDİ’
IŞİD Musul’u ele geçirip oradaki Türk konsolos ve diğer Türk vatandaşları rehin aldığında, kuzey Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu’nun farklı grupları tarafından tutsak alınan onlarca IŞİD militanının Türkiye’ye transfer edildiğini anlatan Said, “Bunlara çok iyi bakıldı. Moral verildi. Kurtulacakları söylendi. Bu militanlar daha sonra Türk konsolosluk çalışanları ve ailelerini kurtarma adına yapılan pazarlığın bir parçası olarak Türkiye tarafından değiş-tokuş edildi” diye konuştu.
‘TÜRK BÖLÜĞÜNDEKİLERİN ÇOĞU ÖLDÜ’
IŞİD’de bir dönem 100-110 militandan oluşan ve sadece Türklerden oluşan bir bölük olduğunu anlatan Said, Türk militanların hemen hepsinin Ankara’dan geldiğini söylüyor belirterek “Kobane savaşına katılan bölükten kuşatmanın ardından yalnızca 2-3 tanesi sağ kaldı. Türk bölüğünden sonra IŞİD liderleri etnik aidiyete göre yeni bölüklerin kurulması taleplerini veto etti” diye konuştu.
Said, intihar bombacısı olmaya gönüllü olan kimseyi tümüyle radikal hocaların olduğu özel evlere veya kamplardaki özel bir bölmeye kapattıklarını, intihar saldırısı zamanına kadar bu kimsenin fikrini değiştirmemesi için propaganda yaptıklarını aktardı.